Pulmoner Tromboembolizm Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Pulmoner tromboembolizm hastanın ölümüne neden olabilecek ciddi bir hastalıktır. Bundan dolayı sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve sigara içmekten kaçınmak önemlidir.
Pulmoner Tromboembolizm Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Diego Pereira

tarafından incelendi ve onaylandı. doktor Diego Pereira.

Tarafından yazılmıştır Equipo Editorial

Son Güncelleme: 04 Ocak, 2023

Pulmoner tromboembolizm ya da pulmoner emboli, potansiyel olarak ölümcül bir hastalıktır. Bir trombüsün parçaları venöz bölgede bir yerden koptuğunda, yer değiştirdiğinde ve pulmoner arterlere yerleştiğinde ortaya çıkar. Çoğu durumda emboli, ekstremitelerde görülen derin ven trombozundan gelir.

Sonuç, akciğerlerde görülen bir oksijen bozukluğudur ve başlıca tıbbi acil durumlardan bir tanesidir. Dahası, doktora yol gösterebilecek çok az belirti olduğundan teşhisi de kolay değildir.

Uzmanlar, pulmoner tromboembolizm insidansının yılda 1000 kişide 1 vaka olduğunu tahmin etmektedir. Ancak gerçek rakam muhtemelen daha yüksektir. İspanya Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 2010 yılında 22.250 vaka teşhisi konmuştur ve bunların arasında %8-9’luk bir ölüm oranı bulunmaktadır.

Pulmoner Tromboembolizm Nedenleri

Pulmoner tromboembolizm ile ilgili bir görsel.

Çoğu vakada, yani vakaların yaklaşık %95’inde trombüs yani pıhtı alt ekstremite damarlarında oluşur. Daha sonra pulmoner artere hareket eder.

Ayrıca hava bazlı ya da yağ bazlı da olabilir. İlk durumda, bir gaz embolisi ile karşı karşıya oluruz, ikinci durumda ise bir yağlı emboli ile karşı karşıyayız. Bu tıkanma esas olarak akciğerleri ve kalbi etkiler:

  • Akciğerlerin bir bölgesi venöz kan almaz, bu oksijen bakımından fakirdir ve bu nedenle onu oksijenlendiremez. Bu gerçek, daha sonra hastanın diğer organlarına ve dokularına ulaşacak olan oksijen üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacaktır.
  • Kalp akciğerlere kan pompalamaya devam edecektir, ancak tıkanma dolayısıyla bir engel ile karşılaşacaktır. Bundan dolayı, pulmoner arter içindeki basınç artacaktır. Bu, akciğerlere kalbin sağ ventrikülünü zayıflatır, ki burası akciğerlere oksijensiz kanı gönderen kalp odasıdır.

Risk Faktörleri

Pulmoner tromboembolizmin başlamasına destek olan birkaç risk faktörü vardır. En önemlileri şunlardır:

  • Alt ekstremite kırıkları ya da yakın zamanda gerçekleştirilmiş ameliyatlar
  • Uzun süreli yatak istirahati ya da hareketsizlik
  • Uzun yolculuklar (8 saatten fazla)
  • Hiperkoagulabilite durumları
  • Kanser ve kemoterapi tedavisi
  • Obezite
  • Tütün alışkanlığı

Bu yazımızı okumak da ilginizi çekebilir: Bacaklarda Venöz Tromboz Belirtileri

Pulmoner Tromboembolizm Semptomları

Pulmoner tromboembolizm semptomları gösteren bir kadın.

Pulmoner tromboembolizmin klinik belirtileri spesifik değildir. Bu nedenle erken teşhisi zordur. Bununla birlikte, ortaya çıkabilecek bazı semptomlar şunlardır:

  • Boğulma hissi: Semptomlara neden olmayan küçük emboliler bu hissi yaratabilir. Pulmoner enfarktüs olmadığında tek semptom bu olabilir.
  • Nefes almada hızlanma: Anksiyete ve ajitasyon eşliğinde gerçekleşir.
  • Akut göğüs ağrısı: Özellikle kişi derin nefes aldığında görülür.
  • Baş dönmesi ve bayılma ya da kasılmalar.
  • Siyanoz ya da ani ölüm: Bu semptomlar, hastaların birden fazla büyük tıkalı pulmoner damarı olduğu durumlarda ortaya çıkabilir.
  • Öksürük, kanlı balgam ve ateş.

Tekrarlayan pulmoner tromboembolizm yaşayan kişiler; sıklıkla haftalar, aylar ya da yıllar içerisinde belirli semptomları aşamalı olarak geliştirir. Bunlar arasında kronik boğulma hissi, ayak bileklerinde ya da bacaklarda şişme ve güçsüzlük bulunur.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz: Pıhtılaşma Problemleri: Kan Nasıl Pıhtılaşır?

Tedavi

Pulmoner tromboembolizmin akut fazındaki tedavi, hastayı stabilize etmeyi, semptomları gidermeyi, vasküler tıkanıklığı gidermeyi ve ileride daha fazla atak gerçekleşmesini önlemeyi amaçlamaktadır.

Normalde, doktorlar bu hedeflere intravenöz antikoagülan ilaçların uygulanması ile ulaşırlar. Bu tedaviyi ilk 5-10 gün içerisinde uygularlar, pulmoner tromboembolizm tedavisinde tercih edilen ilaç heparindir.

Tedavi, daha kritik hastalarda ya da herhangi bir nedenle antikoagülan ilaç alamayan hastalarda farklılık gösterir. Bu vakalar, pıhtının çözülmesini hızlandırmak için fibrinoliz gibi başka tedaviler gerektirir. Yeni trombüslerin akciğere geçmesini önlemek için vena kavaya (ana toplardamar) bir filtre de yerleştirilebilir.

Son olarak, hasta eve geldiğinde ona oral antikoagülan ilaçlar verilecektir. Bunların en yaygın kullanılanı Sintrom olarak bilinir. Genellikle en az 3 ay süre ile uygulanması endikedir.

Pulmoner tromboembolizm riski daha yüksek olan hastalarda, bu üç aylık dönem genellikle uzar ve bir ömür boyu sürer.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Aguilar, M. P., Muñoz, M. P., & Gama, C. F. (2003). Tromboembolia pulmonar. Medicina Interna de Mexico. https://doi.org/10.1016/j.recesp.2014.12.002
  • Pulido, T., Reyes-Fuentes, L. F., Beltrán-Gámez, M., Rodríguez, A., Rosado, C., del Valle-Zamora, K., … Sandoval, J. (2012). Tratamiento de tromboembolia pulmonar aguda. Archivos de Cardiologia de Mexico.
  • Bautista-Bautista, E. G., Gutiérrez-Fajardo, P., Ramírez, A., & Hernández-Hernández, J. (2007). Diagnóstico de la tromboembolia pulmonar. Gaceta Medica de Mexico. https://doi.org/10.1080/00220388.2016.1205735

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.