Vaskülit Nedir? Hangi Türleri Bulunur?
Vaskülit ya da diğer adıyla damar iltihabı hastalıklarının ortak özelliği, damarlarda enflamasyona (iltihaplanma) neden olmalarıdır. Genel olarak pek sık rastlanan bir hastalık olmasa da göreceli olarak daha yoğun olarak görülen türleri de bulunmaktadır.
Aşırı hassasiyete bağlı olarak gelişen lökositoklastik vaskülit dışındaki diğer vaskülit rahatsızlığının çıkış noktası bilimsel açıdan halen bilinmemektedir. Bu bilinmeyen vaskülit türlerinin otoimmün rahatsızlıklar ve/veya genetik etkenlerden kaynaklanıyor olabileceğine ilişkin çeşitli görüşler bulunmaktadır.
Bu hastalık türünün gencinden yaşlısına kadar her yaş grubunda görülebileceğinin altını çizmek gerekir. Ancak bazı belirli vaskülit rahatsızlıklar özellikle belirli yaş grubuna dahil olan kişilerde daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Benzer bir durum cinsiyet ve vaskülitin görülme sıklığı için de geçerlidir. Bazı türler erkeklerde çok görülürken diğerlerine ise kadınlarda daha çok rastlanmaktadır. Bunların dışında her iki cinsiyette de eşit oranda görülen vaskülit türleri de bulunmaktadır.
Vaskülit Nedir?
Yukarıda da değindiğimiz gibi vaskülit, damarlarda iltihaplanmaya yol açan bir grup hastalıktır. Bu iltihaplanmanın görüldüğü damarlar arasında kılcal damarlar, atardamarlar, küçük atardamarlar, toplardamarlar ve toplardamarcıklar bulunmaktadır. Bu tür anormalliklerin yaşanması, hayati organlar da dahil olmak üzere çeşitli organlar ve vücudun farklı bölgelerine kan akışının yeterince sağlanamamasına yol açmaktadır.
Vaskülitin çok farklı türleri bulunduğu için hastalığın görülme şekli ve ağırlık derecesi de oldukça değişkendir. Bu hastalığın neden olduğu en büyük risk, çeşitli organ ve vücut bölümlerinin sağlıklı bir biçimde fonksiyonlarını yerine getirmesini engellemesidir. Bu durum iskemi (belirli bir bölgede geçici kansızlık) ya da kangren gibi problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Hastalığın semptomları da oldukça farklı şekillerde görülmektedir. Ancak en sık rastlanan belirtiler dermansızlık, yüksek ateş ve kişinin kendisini genel olarak kötü hissetmesi şeklinde sıralanabilir. Ayrıca hastalığın etkilediği organa bağlı olarak bölgesel etkiler de gözlemlenebilir.
Vaskülitin Genel Sınıflandırması
Vaskülit hastalığının genel anlamda sınıflandırması, bu hastalığa yol açan nedenlere göre yapılmaktadır. Bu bağlamda, dört adet ana sınıftan bahsedebiliriz. Bu sınıfları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Tip I: Alerjik ya da anafilaktik vaskülit. Bu gruba giren vaskülitlerin en genel özelliği bir ilaca, yabancı bir maddeye ya da bir hastalığa karşı aşırı derecelerde reaksiyon gösterilmesidir.
- Tip II: Sitotoksik ye da sitolitik. Anti-nötrofil sitoplazmik antikorları (ANSA) ya da anti-endotel hücre antikorlarından kaynaklanmaktadır.
- Tip III: İmünokopleks aracılığı ile ortaya çıkmaktadır. Vaskülitlerin en geniş grubu budur. İsminden de anlaşılacağı gibi bağışıklık sisteminin davranışları sonucu meydana gelmektedir.
- Tip IV: Sitotoksik. Bu grupta ise sorun, T lenfosit etkinliğinden kaynaklanmaktadır.
Vaskülit Türleri
Vaskülitin ideal bir sınıflandırması bulunmasa da, en çok kabul gören versiyon Chapel Hill’de yapılan uluslararası konsensüs konferansı sonucu karar verilen sınıflandırma türü olmuştur. Bu sınıflandırma 2012 yılında güncellenmiştir ve halen dünya çapında kullanılmaktadır.
Bu sınıflandırmaya göre vaskülit türleri şu şekilde sıralanmaktadır:
- Büyük vaskülit. Büyük atardamarları, özellikle aort ve bunun dallarını etkileyen vaskülit türüdür. Bunlar arasında dev hücre arteriti ve Takayasu arteriti de bulunmaktadır.
- Orta boy vaskülit. Viseraller ve dalları gibi orta büyüklükteki atardamarları etkiler. Anevrizma ve setnoz (damar daralması) durumlarının ortaya çıkmasına neden olur. Poliarteritis nodoza (PAN) ve Kawasaki hastalığı bu türe verilebilecek örnekler arasında bulunmaktadır.
- Küçük vaskülit. Parenkimler arası atardamarlar, atardamarcıklar, kılcal damarlar ve toplardamarcıkları etkiler.
- Değişken boyutlardaki vaskülit. Boyut olarak belirgin bir yoğunluk bulunmaz. Ancak her büyüklükteki damarları etkiler. Bu türe örnek olarak Behçet hastalığı ve Cogan sendromu gösterilebilir.
- Tekli organ vasküliti (SOV). Her boyuttaki atardamarlar ya da diğer damarlarda görülmekle birlikte yalnızca tek bir organı etkiler.
Vaskülitle İlgili Önemli Diğer Bilgiler
Yaş faktörüne bağlı olarak daha yoğun bir biçimde görülen vaskülit türleri de bulunmaktadır. Örnek olarak Kawasaki hastalığı, çocuklarda ve ergenlik çağındaki gençlerde daha sık rastlanan bir hastalık türüdür. Buna karşın Behçet hastalığı ve Takayasu arterit ise özellikle 20 ile 30 yaş arasındaki insanlarda daha yoğun görülen hastalıklardır.
Poliarteritis nodoza (PAN), mikroskopik poliarterit (MAP), granulom ve alerjik Churg-Strauss vasküliti, ana sinir sistemi vasküliti, Buerger hastalığı ve Wegener hastalığı, özellikle 40 ile 60 yaş arasındaki kişilerde daha sık rastlanan hastalıklardır.
Son olarak dev hücre arteriti ise daha çok 50 yaş ve üzerindeki insanlarda yaygın bir biçimde görülmektedir. Bu hastalık en çok 80 yaş ve üzerinde bulunan kişilerde yoğun olarak ortaya çıkmaktadır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Gamarra, A. I., Salazar, M., Egea, E., Vásquez, G., & Valle, R. (1993). Análisis Histórico de las vasculitis, su clasificación y propuesta para su entendimiento. Biomedica&58; revista del Instituto Nacional de Salud, 13(1), 32-56.
- Jennette J. C. (2013). Overview of the 2012 revised International Chapel Hill Consensus Conference nomenclature of vasculitides. Clinical and experimental nephrology, 17(5), 603–606. https://doi.org/10.1007/s10157-013-0869-6