Göğüs Ağrısı ve 7 Nedeni

Çoğu kadın göğüs ağrısını göğüs kanseriyle ilişkilendirir, bu da onların endişelenmesine neden olur. Ancak çoğu durumda göğüs ağrısı bu hastalıkla ilişkili değildir. Bu nedenle, göğüs ağrısına neden olabilen diğer nedenleri bilmekte yarar vardır.
Göğüs Ağrısı ve 7 Nedeni
José Gerardo Rosciano Paganelli

tarafından incelendi ve onaylandı. doktor José Gerardo Rosciano Paganelli.

Tarafından yazılmıştır Daniela Echeverri Castro

Son Güncelleme: 16 Eylül, 2022

Çoğu kadın hayatlarının pek çok noktasında göğüs ağrısı deneyimler, çünkü bu adet veya hamileliğin neden olduğu hormonal değişikliklerin sıkça görülen bir belirtisidir. Adet döneminde göğüslerde şişme ve hassasiyet yaygındır. Bu genelde ciddi bir durumla ilişkili değildir ve sadece hormonal değişikliğin bir sonucudur.

Göğsünüzü kendi kendinize muayene ettiğinizde herhangi bir anormalliğe rastlamadığınız halde sıkça ağrı hissetmeye devam ederseniz, buna diğer bazı ciddi hastalıklar neden oluyor olabilir. Aşağıda göğüs ağrısının en yaygın nedenlerini inceleyeceğiz.

Hormonal Nedenler

Genel olarak, gençler adet döngülerine girdiklerinde göğüslerinde belirli bir ağrı hissederler. Adet öncesi sendromu adet öncesi ağrıya neden olabilir.

Pek çok kadın doğurgan oldukları yıllarda göğüs ağrısından muzdarip olurlar. Bu ağrı adet döngüsünün ortalarına doğru daha sık gerçekleşir ve bu ovülasyon adet öncesindeki günlerle çakışır. Bu iki döngü, kadınlarda hormon seviyelerindeki ani değişikliklerle örtüşür.

Ayrıca doğum kontrol haplarının kullanımı ve hormon değiştirme tedavisi de bu sorunu etkileyebilir.

Hamilelik

hamilelik ve bebek

Hamileliğin ilk belirtilerinden biri göğüs ağrısıdır. Bir kadın genç yaşta hamile olduğunda veya ilk hamileliğinde daha fazla hassasiyet yaşayabilir. Genel olarak hamileliğin ilk üç aylık döneminde daha fazla ağrı gözlemlenir, göğüsler büyür ve kan akışındaki artıştan kaynaklanan mavi damarlar gözle görülür hale gelir.

Emzirme

Bir kadın, doğurduktan hemen sonra ister emzirsin, ister emzirmesin, göğüs ağrısı deneyimler. Bunun nedeni göğüslerdeki süt artışıdır. Ancak bu ağrının yoğun olması veya iyileşmemesi durumunda dikkatli olunması gerekir, çünkü bu olası bir göğüs iltihabını işaret edebilir.

Göğüs İltihabı

göğüs ağrısı

Bu, göğüslerde süt kanallarının tıkanıklığından kaynaklanan bir iltihaplanmadır. Bir virüsün, bakterinin veya mantarın neden olduğu enfeksiyondan kaynaklanabilir. Dikkat etmeniz gereken belirtilere göğüslerde kızarma, ağrı ve özellikle ateşlenme dahildir.

Göğüslerde Kistler

Göğüs kistleri, göğüslerin içerisinde oluşan, sıvıyla dolu bir tür torbacıktır. Bunlar normal göğüs bezleri büyüdüğünde ortaya çıkabilir ve birden fazla da olabilir.

Bu kistler iyi huylu olma eğilimdedir ve göğüste ağrıya neden olmalarıyla karakterize edilirler. Büyükçe olduklarında bunları dokunarak da hissedebilirsiniz, ancak bazılarının tespiti mamografi veya sonografi aracılığıyla mümkün olur.

Göğüslerde Apseler

Göğüs apseleri göğüs dokusunda irin birikimleridir. Bu özünde bir iltihaplanmadır. Bu sorun göğüs ağrısına neden olabilir. Bunlar yumuşak şişkinlikler şeklinde hissedilebilir ve genel olarak bakteri kaynaklıdırlar.

Bu bakteriler göğüse göğüs uçlarındaki çatlaklardan girebilir veya emzirmeyle ilgili sorunlarla ilişkili olabilirler. Nedeni ne olursa olsun, en iyi fikir bir doktora görünüp gerekli tahlilleri yaptırarak en uygun tedaviyi önermesini beklemektir.

Meme Kanseri

göğüs ağrısı

Başta belirttiğimiz gibi, birçok kadın göğüs ağrısını meme kanseriyle ilişkilendirir, ancak genelde ağrının başka bir nedeni vardır. Göğüs ağrısı, meme kanseri durumunda görülmesi en uzun süre alan belirtilerden biridir.

Bir kadının göğüslerinde anormallikler belirlemesi ve bunları zamanında tedavi ettirmesi durumunda göğüslerinde kanser kaynaklı bir ağrı hissetmemesi muhtemeldir.

Göğüs Ağrısı, Önlenmesi ve Tedavisi için Öneriler

Genel olarak göğüs ağrısını hafifletmek için ilaç alınması gerekmez. Aklınızda bulundurmanız gereken şey, yaşam tarzınızdaki bazı değişikliklerin bu sorunu tedavi etmeye ve önlemeye yardımcı olabileceğidir.

  • Size küçük gelen sütyenler kullanmaktan kaçının.
  • Az yağ içeren gıdalar ile meyve, sebze ve tahıllar açısından zengin olan sağlıklı bir diyet sürdürün.
  • Kilonuzda dengeyi korumaya özen gösterin, çünkü bu hormon seviyelerinizi dengelemenize yardımcı olur.
  • B6 vitamini (piridoksin), B1 vitamini (tiamin) ve E vitamini tüketiminizi artırın.
  • Su, limon suyu, sirke ve kahve kompresleri gibi ev tedavileri de uygulayabilirsiniz.

Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.